Psikolog Umut Ulusoy / Samsun Psikolog
Duygularla Barışmak: Bastırmak Yerine Anlamak

Duygular Düşmanımız Değil

Hayatın içinden geçen her an, beraberinde bir duygu getirir. Sevincimiz, korkumuz, öfkemiz, üzüntümüz... Hepsi aslında yaşamla olan temasımızın işaretleridir. Ancak birçok insan, duygularıyla savaş halindedir. "Bu kadar üzülmemeliyim", "Kızmam yanlış", "Korkmam ayıp" gibi cümlelerle duygular bastırılmaya çalışılır. Oysa duygular düşman değildir. Onlar, bize iç dünyamız hakkında bilgi veren pusulalardır.

Duygular, tıpkı bedenimizin verdiği fiziksel sinyaller gibidir. Aç kaldığımızda midemiz guruldar, susadığımızda ağzımız kurur. Aynı şekilde, bir sınırımız ihlal edildiğinde öfke hissederiz; bir kayıp yaşadığımızda üzüntü gelir. Bu duyguların her biri, bizi korumaya çalışan bir içsel sistemin parçasıdır.

Bastırmak Ne Gibi Sonuçlar Doğurur?

Duygular bastırıldığında ortadan kaybolmazlar, sadece yer değiştirirler. Bastırılan duygular; bedende ağrılara, davranışlarda patlamalara ya da içsel bir sıkışmışlık hissine dönüşebilir. Kimi zaman bu bastırılmış duygular kaygı ataklarıyla, kronik stresle ya da nedensiz bir mutsuzlukla kendini gösterir.

Bastırmanın uzun vadeli etkileri şunlar olabilir:

Anksiyete ve iç huzursuzluğu

Depresif duygulanım

Patlayıcı öfke ya da duygu donukluğu

Yeme bozuklukları, uyku sorunları

Yüzeysel ilişkiler ve yalnızlık hissi

Bunların temelinde genellikle ifade edilmeyen ve anlaşılamamış duygular yatar. Duygular bastırıldıkça, kişi kendini tanımakta ve ifade etmekte zorlanır. Zamanla “Ben kimim?” sorusuna bile cevap veremez hale gelebilir.

Duyguları Anlamanın ve İşlemenin İlk Adımları

Peki duygularla nasıl barışılır? Nasıl bastırmak yerine anlamak mümkün olur? İşte birkaç temel adım:

Duyguyu Fark Et:
İlk adım, ne hissettiğini fark etmektir. “Şu anda ne hissediyorum?” sorusu, bu sürecin anahtarıdır. Bu soruyu kendine gün içinde birkaç kez sormayı alışkanlık haline getirebilirsin.

Yargılamadan Gözlemle:
Duygularını "iyi" ya da "kötü" olarak etiketleme. Öfke hissetmek kötü biri olduğun anlamına gelmez. Üzüntü, zayıflık değildir. Duygunu, bir içsel habercinin nazik bir mesajı gibi düşün.

Duyguyu Kabul Et:
Hissettiğin şey oradadır ve senden bir şey anlatmaya çalışıyordur. Ona direnmek, o duygunun daha da büyümesine neden olabilir. “Evet, şu anda böyle hissediyorum ve bu da insani bir durum” diyebilmek, iyileştiricidir.

İfade Et:
Duyguların sözcüklere dökülmesi, içsel rahatlamayı sağlar. Bu bir günlük tutarak, bir arkadaşla konuşarak ya da bir uzmandan destek alarak olabilir. Konuşulmayan duygular, içimizde büyümeye devam eder.

Kaynağına İn:
Her duygunun bir kökeni vardır. Bazen öfkenin altında bir değersizlik hissi, bazen üzüntünün içinde bir hayal kırıklığı yatabilir. Ne hissettiğini ve neden hissettiğini anlamaya çalışmak, kendine karşı merhametli olmanın da kapısını aralar.

Duygularla Kurulan Sağlıklı İlişkinin Gücü

Duygularını bastırmak, kısa vadede seni koruyor gibi hissettirse de uzun vadede seni senden uzaklaştırır. Oysa onları anlamak ve onlarla kalabilmek, hem psikolojik sağlamlık hem de gerçek bir özgüven yaratır. Duygularını bastırmadan yaşamak, hayatla daha derin ve anlamlı bir bağ kurmanı sağlar.

Kendine sormayı dene:
 Bu duygunun bana anlatmak istediği şey ne olabilir?
Bu duyguyla kalabilir miyim, yoksa hemen ondan kaçmaya mı çalışıyorum?

İçimdeki bu hissi biraz olsun kabul edebilir miyim?

Unutma: Duygularınla barıştığında, kendinle de barışmış olursun.