Psikolog Umut Ulusoy / Samsun Psikolog
Anksiyete Bozukluğu: Zihnin Sessiz Çığlığı

Anksiyete Bozukluğu Nedir?

Anksiyete bozukluğu, bireyin gündelik yaşamını olumsuz etkileyen, yoğun ve sürekli bir endişe halidir. Herkes zaman zaman kaygı yaşar; ancak bu kaygı, kişinin düşüncelerini, bedenini ve davranışlarını kontrol edilemez bir şekilde ele geçirmeye başladığında, anksiyete bir bozukluk halini alır.

Zihnin Sessiz Çığlığı

Anksiyete, dışarıdan sessiz ama içeriden gürültülüdür. Bu nedenle çoğu zaman çevremizdekiler bu çığlığı duyamaz. Oysa kişi, sürekli bir tehdit algısı içindedir. Gelecek hakkında olumsuz senaryolar üretir, "ya şöyle olursa" cümleleri zihninde durmaksızın döner durur.

Belirtiler Nelerdir?

Sürekli endişe ve kuruntu hali

Kalp çarpıntısı, terleme, titreme

Kas gerginliği

Konsantrasyon güçlüğü

Uykusuzluk veya sık sık uyanma

Sosyal ortamlardan kaçınma

Bu belirtiler kişiye göre değişebilir. Bazıları için bu süreç sessiz ve içten içe yaşanırken, bazıları için dışarıdan da gözlemlenebilir hale gelir.

Neden Olur?

Anksiyete bozukluğunun tek bir nedeni yoktur. Genetik faktörler, çocukluk yaşantıları, travmalar, kişilik özellikleri, biyolojik faktörler ve yaşam stresleri bu sürece katkı sağlar. Özellikle mükemmeliyetçi, kaygılı ya da kontrolcü kişilik yapıları anksiyete geliştirme riskini artırabilir.

Nasıl Baş Edilir?

Psikoterapi: Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) anksiyete ile baş etmede oldukça etkilidir.

Nefes ve gevşeme egzersizleri: Bedeni rahatlatmak zihni de rahatlatır.

Yaşam tarzı düzenlemeleri: Uyku, beslenme ve egzersiz düzeni zihinsel sağlığı doğrudan etkiler.

Gerekli durumlarda ilaç desteği: Psikiyatrist eşliğinde planlanan tedaviler etkili olabilir.

Unutulmamalı:

Anksiyete bir zayıflık değil, iyileştirilebilir bir durumdur. Bu çığlığı duymak, anlamak ve birlikte çözüm aramak, en büyük adımdır.